Yıllardır bloğuma uğramıyordum, daha doğrusu parfümlerle ilgili yazasım gelmedi.
E bir bakıyorum, formüller değişince bundan 5-6 sene önce üretilen parfümler için yapılan yorumlar bile bugün geçerli değil.
Koku yapısı mı bozulmuyor, yeri geliyor kalıcılık, silaj mı engellenmiyor; hal böyle olunca benim de hakkında güvenle yorum yapabileceğim sadece vintage parfümler oluyor; bir koku da 5-6 yılda vintage kategorisine giriveriyor! Bundan sonra da zaten özellikle onlar üzerine eğilmek istiyorum.
Yani bu bir "yeni şu çıkmış, alın deneyin" bloğu değildir. Hiçbir zaman olmadı. ("Ben kimim" başlıklı yazıda zaten motivasyonlarımı belirtiyorum.)
Bir de bundan sonrasındaki planım, kullanım hakkı kamuya ait olan marka görsellerini değil de tamamen kendim çektiğim fotoğrafları kullanarak, elimdeki ürünlerin yorumunu öyle yazmak; ki meraklısı faydalansın.
Yıllardır adam gibi parfüm satın almıyorum inanın. Verdiğim paraya değmiyor çünkü...
Arada istisnalar tabii ki de oluyor ama bunlar da daha çok "indie" kategorisinde şeyler çıkıyor.
En son hacı yağı satan mağazaların, evet, altını üstüne getirdim. Bendeki öyle bir merak. Parfümleri her halinde çok seviyorum. Dolayısıyla parfüm yağlarıyla ilgili kimi yorumlar yapabilirim.
Fakat karar aldım, bulaşmayı asla istemediğim konular olduğu için (reklam, dramalar vs.) özel olarak Türk üretimi markalarla ilgili yorum yapmıyorum. İşin gerçek meraklılarına hitap etmeyen çok farklı bir doğrultuda seyrettiklerini düşünüyorum. En başta zaten kendini aşağı gören, kendinden hoşnut olmayan bir tavırları var yabancı markalar karşısında. Aşılamayan bir özentilik var. Oysa Türkiye gibi bir ülke, parfüm/koku/yağ alışverişi yapmak isteyen birisi için aslında hazinedir... Sunduğu çeşitlilik/fiyat bandı/ürün aralıkları vb. her şeyle. Diğer başka ülkelerde olmayan çok şeyi de barındıran, bu açıdan "zengin" bir ülke ayrıca. Tüm bu (etnik/yerel/kültürel) değerlere hakkıyla ne kadar sahip çıkıldığı da tartışılır.
E bir bakıyorum, formüller değişince bundan 5-6 sene önce üretilen parfümler için yapılan yorumlar bile bugün geçerli değil.
Koku yapısı mı bozulmuyor, yeri geliyor kalıcılık, silaj mı engellenmiyor; hal böyle olunca benim de hakkında güvenle yorum yapabileceğim sadece vintage parfümler oluyor; bir koku da 5-6 yılda vintage kategorisine giriveriyor! Bundan sonra da zaten özellikle onlar üzerine eğilmek istiyorum.
Yani bu bir "yeni şu çıkmış, alın deneyin" bloğu değildir. Hiçbir zaman olmadı. ("Ben kimim" başlıklı yazıda zaten motivasyonlarımı belirtiyorum.)
Bir de bundan sonrasındaki planım, kullanım hakkı kamuya ait olan marka görsellerini değil de tamamen kendim çektiğim fotoğrafları kullanarak, elimdeki ürünlerin yorumunu öyle yazmak; ki meraklısı faydalansın.
Yıllardır adam gibi parfüm satın almıyorum inanın. Verdiğim paraya değmiyor çünkü...
Arada istisnalar tabii ki de oluyor ama bunlar da daha çok "indie" kategorisinde şeyler çıkıyor.
En son hacı yağı satan mağazaların, evet, altını üstüne getirdim. Bendeki öyle bir merak. Parfümleri her halinde çok seviyorum. Dolayısıyla parfüm yağlarıyla ilgili kimi yorumlar yapabilirim.
Fakat karar aldım, bulaşmayı asla istemediğim konular olduğu için (reklam, dramalar vs.) özel olarak Türk üretimi markalarla ilgili yorum yapmıyorum. İşin gerçek meraklılarına hitap etmeyen çok farklı bir doğrultuda seyrettiklerini düşünüyorum. En başta zaten kendini aşağı gören, kendinden hoşnut olmayan bir tavırları var yabancı markalar karşısında. Aşılamayan bir özentilik var. Oysa Türkiye gibi bir ülke, parfüm/koku/yağ alışverişi yapmak isteyen birisi için aslında hazinedir... Sunduğu çeşitlilik/fiyat bandı/ürün aralıkları vb. her şeyle. Diğer başka ülkelerde olmayan çok şeyi de barındıran, bu açıdan "zengin" bir ülke ayrıca. Tüm bu (etnik/yerel/kültürel) değerlere hakkıyla ne kadar sahip çıkıldığı da tartışılır.
Yorumlar
Yorum Gönder